Yıldız Sarayı

Yıldız Sarayı, 1880 yılında II. Abdülhamit’in saltanatı zamanında Osmanlı Devletinin merkezi oldu. On yedinci yüzyılın erken zamanlarında I. Abdülhamit yönetimi altında bir imparatorluk arazisi olarak geliştiği halde bu fevkalade paranoyak adam Dolmabahçe Sarayının denizden saldırıya uğrayacağından korkarak karargâhını daha kolay savunulacağını düşündüğü Yıldız tepelerine taşıdı. 

Topkapı gibi Yıldız Sarayı da tek bir saraydan ziyade birçok yapıdan oluşan bir komplekstir.

I. Süleyman döneminden (1520-1566) başlayarak padişahlar için bir avlanma yeri olmuştur. Saray arazisi ile ne oranda örtüştüğü kesin olarak bilinmese de "Civan Kapucıbaşı Bahçesi", "Kazancıoğlu Bahçesi" adını taşıyan bahçe ve koruluklar büyük olasılıkla Yıldız Sarayı arazisini de içermekteydi. 

Bu bahçeler I. Ahmed döneminde (1603-1617) padişah bahçeleri arasına katıldı.

II. Abdülhamit'in 1876'da iki devrime sahne olan Dolmabahçe Sarayı'nı duygusal nedenlerle terkederek daha korunaklı olan Yıldız'a çekildiği anlatılır. Bu dönemde Yıldız siyasi yönetimin ana odağı haline gelmiş, hükûmet biriminin bulunduğu ve Tanzimat döneminde siyasi yaşamın asıl eksenini oluşturan Bab-ı Ali'yi gölgede bırakmıştır. 

1882'de Mithat Paşa ve Mahmud Celaleddin Paşa'nın idamını buyruk eden saray mahkemesi Yıldız Sarayında gerçekleşmiş ve bu nedenle Yıldız Mahkemesi adını kazanmıştır. Bu tarihten sonra Yıldız Sarayı, II. Abdülhamit'in yönetimine istinaden bir korku ve dalavere merkezi olarak ünlenmiş ve bir dönem "yıldız" sözcüğünün Osmanlı basınında kullanımı, siyasi çağrışımları olabileceği gerekçesiyle, II. Abdülhamit'in sansür idaresi tarafından engellenmiştir. 

Sultan Abdülhamit'in 1909 yılında 31 Mart Vakası'ndan sonra tahttan indirilmesi üzerine saray bir halk kalabalığı tarafından yağmalanmış ve kısmen yakılmıştır. Bu yağmalama eylemi sırasında, Abdülhamit'e bildiri vermiş veya polis ajanı olarak çalışmış olan kişilerin kendilerine ait belgeleri arayarak yok etmeye çalıştıkları anlatılır.

2019 yılında başlayan restorasyon çalışması, 2024'te tamamlanmıştır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ESKİ İSTANBUL SÖZLÜĞÜ

Yeni Valide Camii,

Yılanlı Sütun